İşte Ziya Selçuk'un o paylaşımı:

''Doğruyu söylemek gerekirse böyle bir kitap yazmak istemezdim. Bununla birlikte yazmayı bitirdiğimde “iyi ki yazdım” da dedim. Ben seneler boyu ebeveynleri dinledim. Çocuklarına neler dediklerini, nasıl sevdiklerini, nasıl nasihat verdiklerini, nasıl kızdıklarını belki, nasıl konuştuklarını… İnsan sadece okuduklarının değil duyduklarının da altını çizer. Duyduğum cümlelerin altını çizdim ve kenarlarına bir ok çekip bu sözün çocuğun dünyasında nereye, neye tekabül ettiğini yazdım. "Kırk Kere Söyledim" kitabı bu notların toplamı. Kırk kere söylediyseniz demek ki artık başka şeyler söylemeniz gerekiyor, farklı bir kırk birinci cümleye ihtiyaç var. “Büyü artık” dediğimizde büyüyemiyor çocuklar, zamanı var. “Uslu ol” dediğinizde olamıyorlar. “Anne deme bana” dediğinizde size ne diyeceklerini gerçekten bilemiyorlar. “Odana git hadi” dediğinizde kendilerinin istenmediğini düşünebiliyorlar. Çok şey oluyor dünyalarında, kelimeler bazen dikenli olabiliyor, ama söyleyen farkına varamıyor. Bilseniz ki ne çok cümlemiz var böyle. Bu cümlelerimiz çocuklarımıza nasıl yansıyor bir bakalım istedim.
Kitabı okuyan anne babalar kullandıkları dil kalıplarını gözden geçirip ebeveynliğe, çocuklarına, çocukluğa farklı bir gözle bakabilecekler. İnşallah öyle olur, gayret bizden…''

Editör: TE Bilişim