Öğrendiğinizde çok şaşıracağınız ve yok artık diyeceğiniz bilgileri sizler için bir araya getirdik. İncirden, elma püresine baldan birçok gıdaya kadar daha önce neler içerdiğine dair bilmediğimiz birçok bilgi bulunuyor. İşte yanıtlar...

Son zamanlarda tanısı konulan garip ama gerçek korku da mageirofobi olarak da adlandırılan yemek pişirme korkusudur. Bu insanlar sadece yemek yapmaktan değil, mutfağa girmekten, hatta yemek yapmanın konuşulmasından bile korkuyorlar. Daha da acayip olan ise bu korkunun aslında epey yaygın olması.

2/35

Sıcak çikolata ilk olarak Maya ve Aztek kültürlerinde ortaya çıktı. Amerika kıtasının bu sakinleri sıcak çikolatayı belli bir yaşa gelenlerin kutlanması, düğünler gibi dini törenlerde ritüelin bir parçası olarak içiyorlardı.

3/35

Bal için teknik olarak arının midesinden çıkıyor diyebiliriz. Toplayıcı bal arıları çiçekli bitkilerin nektarlarını toplayıp içer ve "bal mideleri"nde saklarlar. Ardından bu nektarları ağızlarından çıkarıp kovanın kapısı yakınlarında bulunan işleyici bal arılarının midesine aktarırlar. İşleyici bal arıları da balı kovanın deliklerine çıkararak olgunlaşmaya bırakır.

4/35

Balla ilgili bir diğer ilginç bilgi de binlerce yıl geçse de balın bozulmamasıdır. Hatta antik çağlarda bal mumyalama işlemi için bile kullanılıyordu. İçinde hiç nem olmadığından bozulmayan bal, evlerimizde de yıllarca güvenle saklanabilir.

5/35

Havuç denince aklımızda turuncu bir kök sebze gelir ama aslında yıllar yıllar önce havuçlar turuncu değil mor ve sarıydı. 16'ncı yüzyılın sonunda yaşanan bir genetik mutasyon sonucu turuncu havuçlar ortaya çıktı ve çok sevildi. O gün bugündür de turuncu havuç diğer renklerdeki akrabalarına baskın geldi. (Çok fazla havuç yerseniz cildinizin turuncuya döneceği de bir şehir efsanesi değil gerçek bu arada.

6/35

Suşiyle birlikte yediğiniz yeşil acı sosun wasabi olduğunu sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Çok büyük ihtimalle içine yeşil gıda boyası eklenmiş yaban turpu yiyorsunuz. Gerçek wasabi'nin kilogramı 160 dolardan satılır ve sadece çok lüks Japon restoranlarında bulunur

7/35

İncir yerken dikkatli olmanızda fayda var çünkü içinden bir arı çıkabilir. Hatta canlı arı çıkmasa da siz her zaman incir yediğinizde arı parçalarını da beraberinde yersiniz. Aslında içi dışına çıkmış bir çiçek olan incir, varlığının devamlılığını arılara borçludur. Kısaca anlatmak gerekirse incir arısı incirin içine girip yumurtalarını bırakır. Giriş esnasında kanatları da dökülür. Yumurtalar burada büyüyüp arı olduğunda, yavrular incirin deliğinden çıkıp başka incir ağaçlarına giderler. Böylece hem arı güvenle üremiş hem de incirin tozlaşmasını sağlamış olur. Bazen de incirin cinsinden dolayı dişi arı yumurtalarını buraya bırakamaz. Kanatları olmadığı için dışarı da çıkamadığından incirin içinde ölür.

8/35

Böceklerin protein kaynağı olarak kullanılması nispeten yeni bir kavram ama bazı yiyecekleri tüketirken aslında hep böcek yediğimizi de belirtelim. Örneğin bir çikolata barında ortalama 8 böcek parçası bulunuyor. Bu konu bazı ülkelerde yasalarla standarda bile bağlanmış. Mesela ABD Gıda ve İlaç Dairesi regülasyonlarına göre “100 gramda 60 böcek parçası” kabul edilebilir üst sınır sayılıyor.

9/35

Böcek demişken koşinil ve şellak böceklerini de anmakta faryda var. Draje çikolatalarda ve şekerlerde göz alıcı kırmızı rengin kaynağı, koşinil böceğinin iskeletinin ezilmesiyle elde edilen ve karminik asit adı verilen bir tür gıda boyası. Şellak böceği de kendi ismi verilen bir salgı üretiyor. Bu salgı da yine draje benzeri yiyeceklerin dış yüzeyine parlaklık vermekte kullanılıyor

10/35

Son dönemde vejetaryen ve vegan beslenme bir hayli yaygınlaştı. Ancak hayvansal ürünleri tüketmeyenlerin gözden kaçırdığı bir konu var: Jelatin. Çoğu zaman hayvan derilerinin, kemiklerinin ve kıkırdaklarının haşlanmasıyla elde edilen jelatin vejetaryen ve vegan beslenmeye uygun değil. Eğer böyle besleniyorsanız, bitkisel kaynaklı jelatinleri bulup kullanmaya çalışın

11/35

Limon ve misket limonu birbirine çok yakın akraba olan iki meyvedir ama biri suyun üzerinde yüzerken, diğeri dibe batar. Bir kase suya bir limon bir de misket limonu attığımızda limonun suyun üstünde yüzdüğünü, misket limonunun ise dibe çöktüğünü görürüz. Bu kabuklu ya da kabuksuz, bütün ya da dilimlenmiş limon için aynıdır. Sebebi ise limonun yoğunluğunun 1,02 g/ml, misket limonunun yoğunluğunun ise 1,12 g/ml olmasıdır. Limon suyla (ortalama 1 g/ml) neredeyse eşitken misket limonu biraz daha yüksek olduğundan çöker.

12/35

Marketlerden satın aldığımız balzamik sirkeler için gerçek balzamik demek her zaman mümkün olmayabilir. Çünkü İtalya yasalarına göre, Modena kökenli bu ürünün Trebbiano üzümünden üretilmesi ve 12 ila 25 yıl boyunca yaşlandırılmış olması gerekir.

13/35

Poşet çay yanlışlıkla keşfedilmiştir. New York'lu bir çay satıcısı olan Thomas Sullivan'ın küçük ipekten keselere koyup gönderdiği deneme boyu çaylar, gönderilen kişilerin keseleri çaydanlığa atıp o şekilde demlemeye başlamasıyla çay poşetlerine dönüşmüştür

14/35

Pretzel'lar 17'nci yüzyıl boyunca sonsuz aşkın sembolleri olarak görülüyordu. Bunun sebebi de hikayeye göre 1614 yılında İsviçreli bir soylu çiftin, nikahlarında aralarındaki bağı pretzel'ın düğümüyle sağlamlaştırmış olmalarıdır.

15/35

Meyveli buzlu dondurmalar, 11 yaşındaki bir çocuk tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. 1905 yılında Frank Epperson isimli bir çocuk gazoz ve su dolu bir bardağı yanlışlıkla bir gece dışarıda bırakır. Sabah uyandığında donmuş halde bulduğu bu karışımın çok lezzetli olduğunu fark eder. San Francisco'da yaz aylarında satmaya başladığı bu icat bir süre sonra tüm dünyaya yayılır.

16/35

Bir başka garip icat da pamuk şeker... 1897 yılında bir diş hekimi ile bir şekercinin işbirliği ile icat edilen pamuk şekere o zamanlar "peri ipi" deniyordu. 1921'de başka bir diş hekimi de aynı ürünü "pamuk şeker" adıyla üretti ve onun ismi diğer "peri ipi"ne göre daha fazla tutunca bugünlere kadar geldi.

17/35

"Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane" Türkiye'de çocukların ilk öğrendiği bilmecelerden biridir. Ancak bu ifadenin düşündürdüğünün aksine, narda 1000 adet tane bulunmaz. Dahası narda kaç adet tane bulunduğu da meyveden meyveye değişiklik gösterir.

18/35

Buna karşın portakal için tam tersini söyleyebiliriz. Neredeyse tüm portakalların içi 10 dilimden oluşur. Doğal bir mısır koçanının üzerindeki sıraların sayısı da her zaman çifttir. Bu sayı zaman zaman değişebilse de çoğunlukla 16'dır.

19/35

Mısır'da antik dönemde turp bir tür para olarak kullanılıyor, işçilere ücretleri turpla ödeniyordu. Turpun yanında soğan ve sarımsak da aynı iş için kullanılırdı. Bu ürünlerin seçilmiş olmasının sebebi ise işçilerin maruz kaldıkları bulaşıcı hastalıkları tedavi gücüne sahip olmalarıydı

20/35

Balon balığı, Japonya mutfağının en özel lezzetlerindendir ancak içinde bulunan tetradoksin nedeniyle çok da öldürücü olabilir. Bu nedenle balon balığı hazırlayacak şeflerin 2 yılı aşkın süre eğitim alması ve girenlerin üçte birinin kaldığı bir sınava tabi tutulması şarttır.

21/35

Deniz yosunu denince aklınıza çok lezzetli bir şey gelmese de bu ürünü fark etmeden tüketiyor olabilirsiniz. Bir tür yosun olan karragenandan elde edilen bir madde, bazı yerlerde çikolatalı süt, peynir, dondurma gibi ürünlerde kıvam artırıcı olarak kullanılıyor.

22/35

Bir çubuğun ucuna takılmış şekerlemelerin tarihi sizce ne kadar geriye gidiyor olabilir? Bir rivayete göre mağara dönemine kadar... Aynı rivayet mağaralarda yaşayan insanların ağaç çubuklarının uçlarıyla kovanlardan bal topladıklarını ve bu balları çubukları yalayarak yediklerini söylüyor.

23/35

BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

Dolmalık biberlerin dişisi ve erkeği bulunur. Dişi biberlerin altında dört yumru bulunur. Daha tatlı olan bu biberler çiğ tüketime daha uygundur. Altında üç yumru olan erkek biberler ise pişirilerek tüketildiğinde daha lezzetli olur.

24/35

Bugün bütün dünyada tüketilen ve adeta fenomen haline gelen damla çikolatalı kurabiye ise 1938’de Ruth Graves Wakefield tarafından icat edildi. Bazıları bunun yanlışlıkla olduğunu iddia etse de Wakefield, çikolataları kurabiye hamuruna bilinçli bir biçimde ve erimeyecek şekilde eklediğini söylüyor.

25/35

Düğün pastalarının geçmişi de antik Roma dönemine gidiyor. ilk düğün pastasının evlendiği kadının kafasının üzerinde bir arpa keki parçalayan bir damada ait olduğu tahmin ediliyor. Tabii o dönemde düğün pastaları tatlı değil tuzluymuş.

26/35

1800'lü yıllarda insanlar domatesin ishal, sarılık, hazımsızlık gibi hastalıklara karşı iyileştirici bir gücü olduğuna inanıyordu. Bu nedenle ketçap ve domates hapları ilaç olarak satılıyordu. Tabii 1840 yılında bu hapların bir işe yaramadığı ilan edildi, ketçap da sofralara doğru yol aldı.

27/35

Yerfıstığının içinde bulunan bir çeşit yağ olan gliserol, nitrogliserin adı verilen bir kimyasalın üretiminde kullanılır. Bu kimyasaldan da patlayıcı madde yapımında faydalanılır. Nereden nereye diyesi geliyor insanın...

28/35

Soğan doğrarken musluğu sıcağa getirip suyu akıtırsanız gözlerinizin yanmayacağı söylenir. Bunun arkasında yatan teori, suyun buharının soğandan çıkan gazları dağıtması ve göz yanmasını önlemesidir. Denemeye değer...

29/35

İnsanların uzayda yediği ilk yiyeceğin elma püresi olduğunu biliyor muydunuz?

Söz konusu ayda yenen yiyeceklerse, o zaman ilk sırada şeftali yer alır. Uzayda tarımı yapılabilen ilk ürün ise patatestir. Bir de bir astronotun uzaya gizlice çıkardığı bir sandviç var. Yer çekimsiz ortamda parçalanan sandviçin kırıntıları az daha uzay gemisini kullanılmaz hale getiriyormuş.

30/35

Elma içinde bol miktarda fruktoz yani meyve şekeri olduğu için uyandırıcı ve enerji verici bir güce sahiptir. Eğer sabahları uyanmak için bardak bardak kahve içmek zorunda hissediyorsanız bir de bir adet elma yemeyi deneyin.

31/35

Dilimlenmiş ekmeğin satışı ABD'de 1943 yılında kısa süreliğine yasaklandı. Bunun sebebi fırıncıları desteklemek ve kağıt masrafını kısmaktı. Ama hem tasarruf planlandığı kadar büyük olması hem de tüketiciler durumdan şikayet etti. Bu nedenle yasak birkaç ay sonra kaldırıldı.

32/35

Kokteyllerde kullanılan ve tonik adı verilen gazlı suyun içinde kinin bulunur. Bu nedenle ultraviyole ışık altında tonik mavi mavi parlar. Kinin de geçmişte sıtma hastalığının tedavisinde kullanılan, çnemli bir maddeydi.

33/35

İstiridyeler ve ıstakozlar bugün dünyanın en pahalı deniz ürünleri arasında sayılıyor. Ama bir zamanlar bunların yüzüne kimse bakmazdı. Fakir yiyeceği olarak görülen ıstakozlar ve istiridyeler, cezaevlerindeki mahkumların yemeklerinde kullanılırdı.

Editör: TE Bilişim