Yozgat'ta yaşayan ve Kovid-19'u yenen ilkokul müdürü Ali Murat:- "Nefes almak istiyorsun ama sanki göğsünde bir baskı var, ciğerlerin yırtılacak gibi oluyor"- "Nefes almanın ne kadar güzel bir şey olduğunu hastaneye yatınca anlıyorsun" Yozgat'ta hastanede gördüğü 15 günlük matadorbet tedavinin ardından yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenen 57 yaşındaki ilkokul müdürü Ali Murat, vatandaşlardan maske, mesafe ve hijyen kuralına uymalarını istedi. Kronik bir rahatsızlığı bulunmayan Murat, hafif ateş şikayetiyle 19 Ağustos'ta Yozgat Şehir Hastanesine başvurdu. Kovid-19 testi pozitif çıkan Murat, aynı gün yatırıldığı hastanede 15 gün süren tedavinin ardından sağlığına kavuşarak taburcu edildi. Yozgat Bahçeşehir Şehit Mehmet Armağan Alper İlkokulu Müdürü Ali Murat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanede ilk 3 günün normal geçtiğini söyledi. Daha sonra nefes almada sıkıntı başladığını belirten Murat, "Nefes almak istiyorsun ama sanki göğsünde bir baskı var, ciğerlerin yırtılacak gibi oluyor. Ses kısıklığı oldu, konuşamadım, telefonlara cevap veremedim." dedi. Eşinin de testinin pozitif çıktığını ve hastaneye kendisine refakatçi olarak geldiğini anlatan Murat, "Eşimin gelmesi büyük avantaj oldu. Zaten rahatsızsın bir de yalnız kalmak sıkıntılı oluyor. Su içmek istesen verecek kimse yok. Eşim moral motivasyon açısından çok iyi oldu." diye konuştu. Murat, eşinin gelmesiyle yemek yemeye başladığını, yaptıkları sohbetin de iyi geldiğini ifade etti. Hastanede kendisine iki kez plazma tedavisi uygulandığını, bundan dolayı plazma bağışında bulunacağını aktaran Murat, herkesi plazma bağışında bulunmaya davet etti. Murat, hastane personelinin son derece özverili çalıştığına, bazen uzun süre yemek yemeden hastalarla ilgilenmek zorunda kaldıklarına dikkati çekti. - "Büyük bir sıkıntı yaşadım anlatmak çok zor" Hastalığı çok zor atlattığını anlatan Murat, maske, mesafe ve temizlik uyarısında bulunarak, şöyle devam etti: "Nefes almanın ne kadar güzel bir şey olduğunu hastaneye yatınca anlıyorsun. Bu nedenle maskemizi takalım, temizliğe dikkat edelim. 'Bana bulaşmaz' diye bir şey yok. Zaten bulaştıktan sonra büyük bir sıkıntı yaşıyorsun, nefes alamıyorsun, ayakta duramıyorsun, adım atamıyorsun, o kadar kötü bir hastalık. Ben çok dikkat ediyordum ama bana bulaştı. Büyük bir sıkıntı yaşadım anlatmak çok zor, bunu yaşamayan bilemez." Odada tek başına kalmanın zor olduğunu belirten Murat, "Nefes almanın, sohbet etmenin, dışarıda bir arkadaşınla selamlaşmanın, günaydın demenin önemini orada anlıyorsun. Tek başınasın, yanında kimse yok, büyük bir sıkıntı içine düşüyor insan. Bu nedenle kurallara uymak gerekiyor ki kimseye bu hastalık bulaşmasın." dedi.