TÜRK EĞİTİM SEN GENEL BAŞKAN GEYLAN: `UZAKTAN EĞİTİM SÜRECİNDE ORTAOKULLARDA NOTLA DEĞERLENDİRME KARARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR!`

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan,  Bakanlığın, ortaokullarda öğrencilerin birinci dönem notları, (yapılmışsa) yazılı sınavları, yazılı sınav yapılmamışsa canlı ders etkinliklerine katılım ve proje ödevleri üzerinden not verileceğine  yönelik açıklamasını değerlendirdi.

Notla değerlendirmenin adrese dayalı kayıt sistemine göre öğrenci alacak liselere geçiş sürecinde adaletsiz durumlara neden olacağını belirten Geylan, "Ortaokullarda da liselerde olduğu gibi 1. Yarıyıl notunu, yüz yüze eğitime başlandığında belirlenmek üzere ertelemelidir." dedi.

Genel Başkan Talip Geylan açıklamasında şunları  söyledi:           

"Malum olduğu üzere Bakanlığın aldığı karar uyarınca ortaokullarımızda öğrencilerimizin birinci dönem notları, (yapılmışsa) yazılı sınavları, yazılı sınav yapılmamışsa canlı ders etkinliklerine katılım ve proje ödevleri üzerinden değerlendirilecektir.

Ancak bu karar ivedilikle gözden geçirilmelidir. Çünkü bu uygulama, “Adrese Dayalı Kayıt Sistemi”ne göre öğrenci alacak liselere geçiş sürecinde çok adaletsiz durumların ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Bilindiği üzere liselere geçişte öğrencilerin yerleştirilmesinde adres, yaş ve okula devam gibi kriterlerin yanında en önemli belirleyici bir diğer unsur da Temel Eğitim Başarı Ortalaması’dır.

Ancak geride bıraktığımız süreçte okullarımızın bir kısmı yüz yüze sınav yapmış, bir kısmı ise henüz sınav yapmadan tekrar uzaktan eğitime geçilmiştir. Bakanlık gelinen durumda yapılan yazılı sınavların geçerli olacağını, yazılı yapılmayan ya da yapılan yazılıya girmeyen öğrenciler için ise ders etkinliklerine katılım ve proje ödevlendirmeleri üzerinden puanlamanın yapılacağını duyurmuştur.

Pek çok öğretmenimiz, bu kararın, adeta yüz yüze yazılı sınav yapılan öğrencilerin cezalandırılması anlamına geldiği görüşündedir. Yazılı sınavlar ya her öğrenciye yüz yüze yapılmalıydı (ki, bu mümkün olmadı) ya da yapılan yazılı sınavlar da dikkate alınmamalıdır.

Öte yandan, doğal olarak, derse katılım ve proje ödevi yoluyla belirlenecek ders notları objektif olmaktan uzak olacaktır. Öte yandan uzaktan eğitime erişim sorunu yaşayan öğrencilerimizin durumu da bir başka tartışma ve adaletsizlik konudur.

Özellikle lise yerleştirmeleri bakımından, öğretmenlerimizin kanaat kullanarak vereceği bu notlar, öğretmenleri gereksiz tartışmaların içine çekmek için gerekçe olacaktır.

Öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin adalet duyguları sarsılmamalı, öğretmenlerimiz özellikle velilerle karşı karşıya bırakılmamalıdır.

Bakanlık çok geç olmadan kararını gözden geçirmeli ve ortaokullarda da liselerde olduğu gibi 1. Yarıyıl notunu, yüz yüze eğitime başlandığında belirlenmek üzere ertelemelidir."

EĞİTİM-BİR-SEN'DEN AÇIKLAMA: "ORTAOKULLARDA ÖĞRENCİLER ARASI EŞİTLİĞE ZARAR VERECEK BİR ÖLÇME DEĞERLENDİRME YAPILMAMALIDIR."

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Latif Selvi, Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa ve Hasan Yalçın Yayla ile birlikte, Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Dr. Cem Gençoğlu ile bir görüşme yaparak, 2020-2021 eğitim-öğretim yılı birinci dönemi için ortaokullarda yapılacak ölçme-değerlendirme faaliyetlerinin objektif kriterlere uygun, öğrencilerin üst öğrenimlerini olumsuz etkilemeyecek ve eşitsizlik oluşturmayacak şekilde düzenlenmesi talebinde bulundu.

Latif Selvi, Bakanlığın, kovid-19 salgınına karşı alınan önlemler kapsamında, temel eğitim kurumlarında 2020-2021 eğitim-öğretim yılı birinci döneminde yüz yüze sınav yapılmayacağını, canlı ders veya EBA TV takip ve ders etkinliklerine katılmalarına göre öğrencilere ders etkinliklerine katılım puanı verilmesini, derslerin dönem notlarının ise bu puanlara göre belirleneceğini kararlaştırdığını hatırlatarak, “Ancak canlı ders veya EBA TV erişiminde bölgesel ve yöresel eşitsizlikler ile aynı eğitim kurumundaki öğrenciler arasında dahi var olan eşitsiz derse katılım imkânları, ders etkinliklerine katılımı farklılaştırmaktadır. Bu durum, öğrencilerin bireysel çaba ve çalışmalarından kaynaklanmayan, kendi ellerinde olmayan sebeplere dayalı olarak adil ve objektif bir ölçme-değerlendirme yapılmasını zorlaştırmaktadır” dedi.

Yüz yüze eğitime ara verilinceye kadar geçen zaman zarfında bir kısım eğitim kurumu ve sınıfların yazılı sınav yaptıkları, büyük bir kısmının ise yapamadığı dikkate alındığında, bu durumun, adil ve karşılaştırılabilir sağlıklı sonuçlar üretmeyeceğinin açık olduğunu kaydeden Selvi, “Söz konusu eşitsizlikle, bunun doğurduğu/doğuracağı adil ve objektif olmayan sonuçlar, bir yandan ders notlarının uzun dönem etkilerinden hareketle öğretmenlerle ebeveynleri karşı karşıya getirmekte; diğer yandan öğretmenlerin sağlıklı, adil ve eşit bir ölçme-değerlendirme yapmasına engel teşkil etmektedir. Eşit olmayan şartlarda yapılacak her türlü ölçme-değerlendirme faaliyeti, objektif kıstaslara dayanmayan sonuçlar olarak değerlendirilebilecektir” şeklinde konuştu.

Selvi, ders etkinliklerine erişim ve katılım imkânlarında var olan bölgesel, yöresel ve kişisel eşitsizliklerin göz önüne alınarak, öğrencilerin canlı ders veya EBA TV takip ve ders etkinliklerine katılımları ya da farklı kazanım seviyelerinde gerçekleştirilmiş yazılı sınavlar eksenli bir ölçme-değerlendirme yerine, merkezi sınav puanına dayalı yerleştirmeye etkisi ortadan kaldırılmış, öğrenciden kaynaklanmayan eşitsizliklere duyarlı bir ölçme-değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi.  

Editör: TE Bilişim